top of page
konuralp150915.png

Konuralp; Tarihsel Gelişim - 4.yüzyılda Piskoposluk listesine giren Prusias ad Hypium

Yazan: Zerrin Avan, Sanat Tarihçisi


Konuralp
Konuralp

4.yüzyıl

Piskoposluk listesine giren Prusias ad Hypium

Prusias ad Hypium (günümüz Konuralp), MS 4. yüzyılda Hristiyanlığın imparatorluk düzeyinde resmiyet kazanmasıyla birlikte piskoposluk listesine dahil edilmiş ve bu statüsünü Bizans dönemi boyunca sürdürmüştür. Kent, 325 yılında toplanan Birinci Nikaia (İznik) Konsili ile 451 yılındaki Khalkedon (Kadıköy) Konsili’nde piskopos düzeyinde temsil edilmiştir. [1] Bu durum, Prusias ad Hypium’un erken Hristiyanlık döneminde bölgesel bir dini merkez olarak kabul edildiğini göstermektedir.



Bizans Döneminde Prusias ad Hypium: Piskoposluk, Stratejik Konum ve Savunma Yapıları

Roma İmparatoru I. Theodosius’un (MS 379–395) ölümünün ardından, imparatorluk Doğu ve Batı Roma olarak ikiye ayrılmış; bu siyasal bölünmeyle birlikte Prusias ad Hypium, Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) sınırları içerisinde kalmıştır. [2] Bu dönemde şehir, ticari, idari ve stratejik özelliklerini korumaya devam etmiştir. Anadolu’nun batısı ile Konstantinopolis (İstanbul) arasında yer alan kara yolları üzerinde bulunması, şehri önemli bir geçiş ve bağlantı noktası hâline getirmiştir.



Coğrafi konumu itibarıyla nehir yollarına yakınlığı, Prusias ad Hypium’u tarım ve zanaat üretimiyle bütünleşen bir ticaret merkezi hâline getirmiştir. Üretilen malların kıyı kentlerine ve oradan da deniz yoluyla taşınmasında bu konum etkili olmuştur. Şehir, bu dönemde Hristiyanlaşma sürecine aktif şekilde katılmış, bölgede kilise mimarisine ait örnekler inşa edilmiş ve yerel piskoposluk yapısı üzerinden dini yönetim örgütlenmiştir.[3] Prusias ad Hypium, yalnızca idari değil, aynı zamanda eklesiastik (kilise yönetimi) açıdan da çevre yerleşimlere hizmet veren bir merkez işlevi görmüştür.


Ancak bu dönem, aynı zamanda kuzeyden gelen barbar akınlarıyla kesintiye uğrayan bir istikrarsızlık sürecini de beraberinde getirmiştir. Özellikle 5. ve 6. yüzyıllarda, kent Hun ve Slav kökenli toplulukların saldırılarına maruz kalmış, bu tehditlere karşı sur sistemleriyle tahkim edilmiştir. [4] Söz konusu saldırılara rağmen şehir kesintisiz bir yerleşim alanı olarak varlığını sürdürmeyi başarmıştır.



“In hoc signo vinces.”

“Bu işaretle kazanacaksın.” İmparator Konstantin’in Milvian Köprüsü Savaşı öncesi gördüğü haçlı rüyadan sonra kullandığı ifade (MS 312) Hristiyanlığın resmi din olmasının eşiğinde, Doğu Roma/Bizans ruhunu ve Tanrısal zafer anlayışını yansıtır.


Yazan: Zerrin Avan



Kaynak:

[1] : Hansen, W. (2014). The Council of Nicaea: Documents and Commentary. Oxford University Press, s. 112–115.

[2]: Heather, P. (2006). The Fall of the Roman Empire: A New History. Pan Books, s. 145–147.

[3]: Mango, C. (1986). Byzantium: The Empire of the New Rome. Charles Scribner’s Sons, s. 97–100.

[4]: Kazhdan, A. (Ed.). (1991). The Oxford Dictionary of Byzantium. Oxford University Press, c. 3, s. 1742.


Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
  • Twitter
  • Instagram
  • Facebook
  • Pinterest
bottom of page