Greko-Romen’den Osmanlı’ya uzanan bütüncül bir peyzajın korunması açısından Konuralp
- Zerrin Avan
- 14 Eyl
- 4 dakikada okunur
Yazan: Zerrin Avan, Sanat Tarihçisi

Giriş
Konuralp, 1323 yılında Osmanlı komutanı Konur Alp Bey tarafından fethedilmiş ve kısa sürede bir Osmanlı kasabası hüviyeti kazanmıştır.¹ Antikçağ’da Hypios, Hypium, Kieros, Prusias ad Hypium, Bizans döneminde ise Üskübü adıyla bilinen bu yerleşim, Osmanlı döneminde fetih kahramanının adıyla özdeşleşmiştir.² Günümüzde bu tarihsel süreklilik, Konuralp’i yalnızca arkeolojik bir alan değil, aynı zamanda Osmanlı kuruluş dönemi hafızasının yaşayan bir mekanı haline getirmektedir.
Bizans kaynaklarında (özellikle geç dönem belgelerinde) Hypium çevresindeki yerleşim için Skopos veya benzeri formlara rastlanır. Bu ad, Osmanlı Türkçesinde Üskübü şeklini aldı.
Osmanlı Kuruluş Dönemi Kasabası Olarak Konuralp
1323’te Osmanlı’ya katılan Konuralp, uç bölgesi dinamikleri içinde şekillenmiş bir kasaba örneğidir.³ Osmanlı iskân politikaları doğrultusunda:
Türkmen yerleşimi,
zaviyeler ve vakıflar,
tarımsal üretim (özellikle çeltik)
burada erken kurumsallaşma unsurları olarak belirginleşmiştir. Bu bağlamda Konuralp, Osmanlı şehirleşme tarihinin erken halkalarından birini oluşturur. “Osmanlı şehirleşme tarihinin erken halkaları” ifadesi, Osmanlı Beyliği’nin kuruluşundan (13.–14. yüzyıl) klasik döneme geçişine kadar geçen süreçte, ilk kasabaların ve kentlerin ortaya çıkışını anlatmak için kullanılır.
Osmanlı şehirleşme tarihinin ilk halkaları, sonraki yüzyıllarda gelişecek klasik Osmanlı şehir modelinin temelini oluşturdu. Bu kasaba ve kentler, hem Bizans mirasını devralarak hem de Türk-İslam şehir geleneğini entegre edereközgün bir Osmanlı şehir tipolojisi ortaya çıkardı.
Günümüzde Sanat Tarihi Açısından Önemi
Mimari Katmanlaşma:
Antik Roma tiyatrosu, su kemerleri ve mozaiklerle birlikte, Osmanlı dönemine ait ahşap evler, camisi, hamamı ve sokak dokusu iç içe varlığını sürdürmektedir.
Bu durum, sanat tarihi araştırmalarında çok katmanlı şehir peyzajı incelemesi için eşsiz bir örnek sunar.
Geleneksel Konut Mimarisi:
19.–20. yüzyıl Osmanlı evleri (ör. hımış yapılar, avlulu planlar) Konuralp’te halen korunmaya çalışılmaktadır.
Bu evler, Osmanlı kasabalarının sivil mimari mirasının günümüze ulaşan ender temsilcilerindendir.
Sanatsal Bellek ve Kimlik:
Konuralp’in “fetih kahramanı”nın adıyla anılması, Osmanlı’da yer isimlendirmesinin sanat ve bellek politikalarıyla nasıl örtüştüğünü gösterir.
Günümüzde Arkeoloji Açısından Önemi
Çok Katmanlı Arkeolojik Alan:
Konuralp, antik Prusias ad Hypium’un tiyatrosu ve mozaikleriyle; Osmanlı dönemine ait sokak ve ev dokusu birlikte incelenebilen nadide kentlerden biridir.
Bu durum, arkeolojide katmanlı yerleşimlerin sürekliliği konusuna örnek teşkil eder.
Kamulaştırma ve Koruma Tartışmaları:
Günümüzde Konuralp, hem arkeolojik kazılar hem de Osmanlı mirasının korunması arasında bir gerilim alanıdır.
Osmanlı kasabası kimliğinin tanınması, yalnızca antik Roma odaklı değil, çok katmanlı miras yaklaşımı geliştirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
UNESCO ve Kültürel Miras Politikaları:
Osmanlı dönemi unsurları dışlandığında, kentin kimliği eksik sunulmuş olur.
Arkeoloji bilimi için Konuralp, Roma’dan Osmanlı’ya uzanan bütüncül bir peyzajın korunması açısından stratejik önemdedir.
Roma’dan Osmanlı’ya Bütüncül Peyzaj ve Özel Mülkiyetteki Evlerin Kültürel Hafızası
Konuralp’in tarihi peyzajı, Roma dönemine ait tiyatro, su yapıları ve mozaiklerle; Osmanlı dönemine ait sokak dokusu, camiler ve geleneksel ahşap evlerle çok katmanlı bir kültürel süreklilik göstermektedir. Bu bütüncül peyzajın korunmasında yalnızca kamusal anıt eserler değil, özel mülkiyette bulunan sivil mimarlık örnekleri de hayati bir rol oynamaktadır.
1. Sivil Mimarlık ve Tarihsel Bellek
Osmanlı kasabalarının kimliğini oluşturan başlıca unsurlar evler, avlular, çıkmalar ve sokak dokusudur.
Konuralp’teki tescilli geleneksel evler, Roma kalıntılarıyla aynı topografyada varlık göstermekte, böylece antik kent–Osmanlı kasabası sürekliliğini somutlaştırmaktadır.
Bu evler, yalnızca barınma mekanı değil, aynı zamanda aile tarihlerini, yerel üretim pratiklerini ve toplumsal ilişkileri yansıtan birer kültürel hafıza mekanıdır.
2. Mülkiyet ve Miras İlişkisi
Arkeolojik alanların genişletilmesi amacıyla gerçekleştirilen kamulaştırma süreçleri, çoğu kez özel mülkiyetteki evleri tehdit etmektedir.
Ancak Roma–Osmanlı sürekliliğinin görünür kılınabilmesi için, geleneksel Türk evlerinin korunarak bütüncül peyzajın bir parçası olarak yaşatılması zorunludur.
Venedik Tüzüğü (1964) ve UNESCO’nun “Historic Urban Landscape” yaklaşımı, yerleşimlerin yaşayan hafızası olarak özel mülkiyetin korunmasına özel vurgu yapmaktadır.
3. Kültürel Hafıza ve Toplumsal Aidiyet
Özel mülkiyetteki evler, aile anlatıları, yerel ritüeller, gündelik yaşam biçimleri ile toplumsal hafızayı diri tutar.
Bu nedenle, arkeolojik kazıların ötesinde, Konuralp’in kültürel mirasının korunması için yerel halkın mülkiyet haklarıyla birlikte kültürel kimliğinin de güvence altına alınması gerekir.
Böylece Konuralp, yalnızca antik bir tiyatro kenti değil, aynı zamanda yaşayan bir Osmanlı kasabası peyzajı olarak geleceğe taşınabilir.
Sonuç
Konuralp örneği göstermektedir ki, Roma’dan Osmanlı’ya uzanan katmanlı peyzajın bütüncül korunması, yalnızca anıtsal yapılar üzerinden değil, özel mülkiyetteki evlerin kültürel hafıza değeri dikkate alınarak mümkündür. Bu evler, yerel belleğin taşıyıcıları olarak, hem somut kültürel mirasın hem de soyut toplumsal kimliğin ayrılmaz bir parçasıdır. Dolayısıyla, Konuralp’in geleceğe aktarılmasında özel mülkiyetin korunması, arkeoloji ve sanat tarihi için stratejik bir zorunluluktur.
Konuralp’in 1323 tarihine dayanan Osmanlı kasabası kimliği, günümüzde hem sanat tarihi hem de arkeoloji için özel bir araştırma alanı oluşturmaktadır. Bu kimlik:
Osmanlı şehirleşmesinin ilk örneklerinden biri olarak tarihsel önem,
Çok katmanlı doku sayesinde sanat tarihi açısından eşsiz görsel ve mimari kaynak,
Roma’dan Osmanlı’ya uzanan sürekliliğiyle arkeolojik ve koruma bilimi için model teşkil etmektedir.
Bugün Konuralp’in korunması ve tanıtımı, yalnızca Roma mirası üzerinden değil, 1323’ten itibaren Osmanlı kasabası kimliğiyle birlikte ele alındığında, çok katmanlı kültürel mirasın gerçek anlamda görünür hale gelmesi mümkün olacaktır.
Yazan: Zerrin Avan
Dipnotlar
Âşıkpaşazâde, Tevârîh-i Âl-i Osman, haz. N. Atsız (İstanbul: Türkiye Yayınevi, 1949), 53–55.
Zeynel Özlü, Batı Karadeniz’de Antik Bir Osmanlı Kenti: Prusias ad Hypium, Üskübü (Konuralp) (İstanbul: Kitabevi, 2009), 27–29.
Halil İnalcık, Osmanlı Beyliği’nin Kuruluşu Üzerine Araştırmalar (Ankara: Türk Tarih Kurumu, 2019), 45–48.
Kaynak:
Âşıkpaşazâde. Tevârîh-i Âl-i Osman. Haz. N. Atsız. İstanbul: Türkiye Yayınevi, 1949.
İnalcık, Halil. Osmanlı Beyliği’nin Kuruluşu Üzerine Araştırmalar. Ankara: Türk Tarih Kurumu, 2019.
Özlü, Zeynel. Batı Karadeniz’de Antik Bir Osmanlı Kenti: Prusias ad Hypium, Üskübü (Konuralp). İstanbul: Kitabevi, 2009.
Yorumlar