top of page
konuralp150915.png

Antik Tiyatro ve Oyunlarının Gelişimi

Güncelleme tarihi: 14 Eyl

Yazan: Zerrin Avan, Sanat Tarihçisi



Konuralp Prusias ad Hypium Antik Tiyatrosu
Konuralp Prusias ad Hypium Antik Tiyatrosu

Antik Tiyatronun Kökeni ve Gelişimi



Özet

Antik tiyatro, ritüel kökenli bir toplu performans biçimi olarak ortaya çıkmış, zamanla felsefi, toplumsal ve sanatsal bir kurum haline gelmiştir. Bu makalede tiyatronun etimolojik kökeni, ritüel ve kurban pratikleriyle ilişkisi, mimari gelişim süreci ve dramatik türlerin ortaya çıkışı ele alınmaktadır.



1. Kavramsal ve Etimolojik Çerçeve


Tiyatro sözcüğü, Yunanca theatron (“görme yeri”) teriminden türemiştir (Aristoteles, Poetika, 1449a). İlk anlamıyla seyir alanını, daha geniş bağlamda ise toplumsal bir görsel deneyimi ifade eder. Rönesans’tan Shakespeare’e uzanan sahne sanatlarının beslendiği temel kaynak, Attika trajedisi ve Roma uyarlamalarıdır (Brockett, 1991: 23–27).



2. Ritüelden Dramatik Forma


Antik tiyatronun doğuşu, özellikle Dionysos kültü etrafında düzenlenen dinsel törenlerle bağlantılıdır. Dionysos’a adanan şenliklerde maskelerle birlikte dithyrambos adı verilen koro ilahileri söylenirdi (Pickard-Cambridge, 1953: 45). Bu törenler kurban ve libasyon gibi ritüel pratiklerle birleşerek dramatik bir nitelik kazandı.


Yaklaşık elli kişilik korolar, dans ve müzik eşliğinde tanrının mitolojik öykülerini icra ediyordu (Csapo & Slater, 1994: 43–47). Bu performanslar giderek dramatik öğeler kazandı; koronun içinden bir aktörün ayrılmasıyla diyalog ve sahneleme süreci başladı. Böylece ritüel, dramatik forma evrildi.


Antik dünyada ritüel, tanrılarla iletişim kurmanın en temel aracıydı. Ritüel, yalnızca dini bir uygulama değil, aynı zamanda toplumsal bir bütünleşme ve arınma süreciydi (Burkert, 1985: 55–60). Törenlerde uygulanan kurban pratikleri, hem tanrılara bağlılık göstergesiydi hem de toplum içinde kolektif paylaşımı sağlayan bir araç işlevi görüyordu.


  • Kanlı kurban: Keçi, boğa, domuz gibi hayvanların tanrılara sunulması.

  • Kansız adak: Şarap dökme (sponde), tahıl serpme, tütsü yakma.

  • Adak nesneleri: Tripod, heykelcikler, çelenkler, maskeler.



Bu bağlamda tragedyanın Yunanca tragos (keçi) ve ode (şarkı) sözcüklerinden türemesi, Dionysos kültündeki keçi kurbanı ya da satir ikonografisiyle ilişkilidir (Burkert, 1985: 102).



3. Yapısal Evrim ve Mimari


Tiyatronun en eski biçiminde kalıcı bir yapı bulunmuyordu. Temel unsur, koronun performans sergilediği dairesel alan olan orchestra idi. Seyirciler bu alanın çevresinde toplanırken, oyuncuların kullandığı sahne binası (skene) ve oturma sıraları (theatron) daha sonraki yüzyıllarda eklendi (Sear, 2006: 12–18).


  • MÖ 6. yy sonları: Geçici ahşap oturma düzenekleri (ikria).

  • MÖ 499: Ahşap sıraların çökmesi → kalıcı düzen ihtiyacı.

  • MÖ 5. yy sonu: Taş yapıya geçiş.

  • MÖ 4. yy ortası: Anıtsal taş tiyatroların inşası.

  • Roma dönemi: Mimari zenginleşme, sahne cephelerinin (scaenae frons) eklenmesi.

  • MS 4.–6. yy: Hristiyanlığın yükselişi → tiyatroların işlev kaybı ve dönüşümü.



4. Dramatik Türlerin Doğuşu



4.1 Tragedya


Antik tragedya, dithyrambik koro ilahilerinden doğmuştur. Thespis’in (MÖ 6. yy) koronun karşısına geçerek ilk aktör (hypokrites) olması, dramatik diyalog geleneğini başlatmıştır (Aristoteles, Poetika, 1449a). Aiskhylos ikinci, Sophokles üçüncü aktörü ekleyerek dramatik çatışmayı geliştirmiştir (Lesky, 1972: 41–55).



4.2 Komedya


Komedi, köy şenlikleri ve maskeli alaylardan türemiştir. Halkın sokaklarda maskelerle şarkılar söylemesi, taşlamalar yapması ve mizahi diyaloglar kurması, zamanla resmi yarışmalara dahil edilerek kurumsal bir tür haline gelmiştir (Csapo & Slater, 1994: 77).



5. Tiyatronun Kurumsallaşması


Tiyatronun dinsel ritüelden sanatsal ve politik bir kuruma dönüşmesi, MÖ 534’te Peisistratos tiranlığı sırasında düzenlenen ilk resmî yarışmalarla gerçekleşmiştir. Şehir Dionysia festivali, hem dini hem politik bir karakter taşımış; tiyatro, Atina demokrasisinin toplumsal ve ideolojik bir sahnesi haline gelmiştir (Goldhill, 1990: 98–102).




Sonuç

Antik tiyatro, dinsel ritüellerden doğarak toplumsal bir kurum ve sanatsal bir ifade biçimine dönüşmüştür. Mimari gelişimi, dramatik türlerin çeşitlenmesi ve kurumsal işleviyle, hem Antikçağ’ın dinsel hayatını hem de toplumsal yapısını yansıtan eşsiz bir kültürel fenomendir.



Yazan: Zerrin Avan



Kaynak:


  • Aristoteles. Poetika. (Çev. İ. Tunalı). İstanbul: Remzi Kitabevi, 1993.

  • Brockett, O. G. History of the Theatre. Boston: Allyn and Bacon, 1991.

  • Burkert, W. Greek Religion. Cambridge, MA: Harvard University Press, 1985.

  • Csapo, E., & Slater, W. J. The Context of Ancient Drama. Ann Arbor: University of Michigan Press, 1994.

  • Goldhill, S. The Great Dionysia and Civic Ideology. Cambridge: Cambridge University Press, 1990.

  • Lesky, A. Greek Tragic Poetry. New Haven: Yale University Press, 1972.

  • Pickard-Cambridge, A. W. The Dramatic Festivals of Athens. Oxford: Clarendon Press, 1953.

  • Sear, F. Roman Theatres: An Architectural Study. Oxford: Oxford University Press, 2006.




Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
  • Twitter
  • Instagram
  • Facebook
  • Pinterest
bottom of page