top of page
konuralp150915.png

Turgut Cansever ve Türk Evi Geleneğinin Çağdaş Yorumu

Güncelleme tarihi: 15 Eyl


Konuralp Evleri . Geleneksel Türk Evleri .

Yazan: Sanat Tarihçisi Zerrin Avan


Demir Tatil Köyü (Bodrum, 1982)
Mimar Turgut Cansever - Demir Tatil Köyü (Bodrum, 1982)

Giriş

Türk mimarlığının 20. yüzyıldaki en önemli temsilcilerinden biri olan Turgut Cansever (1921–2009), yalnızca bir mimar değil aynı zamanda sanat tarihçisi, şehir plancısı ve düşünürdü. Onun mimarlık anlayışı, Batı modernizminin biçimci ve işlevselci yaklaşımlarını sorgularken; Osmanlı-Türk evinin mekansal düzeni, İslam estetiği ve Anadolu şehir dokusu üzerine inşa edilmiştir. Cansever’in mimarlığı, teknik bir uğraşın ötesinde “ahlakî bir sorumluluk” ve “Allah’a kulluk” olarak tanımladığı bir eylemdir.¹



Türk Evi ve Cansever’in Yorumu


Geleneksel Türk evi, avlu, sofa, yüklük, gusülhane, çıkma ve cumbalarıyla aile yaşamına mahremiyet kazandırırken aynı zamanda sokak ile ev arasındaki geçirgenliği düzenleyen bir kültürel koddur.² Cansever, bu yapıyı yalnızca bir barınma modeli değil, insan ile çevre arasındaki varoluşsal dengeyi kuran bir organizma olarak görmüştür. Ona göre, Osmanlı evinde insanın göğe bakabileceği bir avlu, komşuluk ilişkilerini kurabileceği sokak ve evin içe dönük düzeni bir medeniyet tasavvurunun ifadesidir.³


Cansever’in Bodrum’daki Ahmet Ertegün Evi Restorasyonu ve Demir Tatil Köyü projeleri, bu yaklaşımın pratik yansımalarıdır. Bodrum evlerinin yalın kütleleri, dar sokaklarla bütünleşen mekanları ve avlularla tanımlanan yaşam kültürü, onun çağdaş mimaride sürdürmeye çalıştığı mirasın bir parçasıdır.



Görseldeki Demir Tatil Köyü, Cansever’in taş işçiliği ve katmanlı yapı dilini çağdaş konutlarla sentezlediği, çok katmanlı ve insan ölçeğine uygun bir yerleşim örneğidir. Taş dokuların doğal peyzaj içinde dengeli yerleşimi, Osmanlı-Türk evlerinin malzeme hassasiyetini ve insan ölçeğini yansıtır. Malzeme ve çevresel duyarlılık ile doğal malzemenin olduğu gibi kullanımı, çevreyle ve yerel bağlamla kurduğu ilişki Cansever’in imza yaklaşımıdır. Gelenekselden esinlenerek modern ihtiyaçlara cevap veren bu yapılar; mimarlıkta hafıza-gelecek sentezinin yaşayan temsilcileridir.


Kent ve Mimarlık Anlayışı


Cansever, şehirleri yalnızca fiziksel mekanlar değil, aynı zamanda toplumsal hafızanın taşıyıcıları olarak görür. Modern kentleşmenin getirdiği “kimliksizleşme” ve “mekansal yozlaşma”ya karşı çıkmış; Osmanlı şehir dokusunun çok katmanlı yapısını, farklı dinî ve etnik grupların bir arada yaşama tecrübesini çağdaş planlama için model göstermiştir.⁴


Bu bağlamda, onun şu vurgusu dikkat çekicidir:


“Mimarlık, sadece estetik değil, insanın varoluşuna hizmet eden bir kulluk eylemidir.”⁵

Sanat tarihsel perspektiften, Cansever’in bu yaklaşımı Osmanlı-Türk şehirlerinin sadece “geçmişin bir parçası” değil, moderniteye eleştiri geliştirebilecek yaşayan bir model olduğunu gösterir. Onun gözünde İstanbul, Bursa veya Konya gibi şehirler, yalnızca korunması gereken miras değil, aynı zamanda gelecek için öğretici bir planlama laboratuvarıdır. Osmanlı-Türk şehir dokusunu sadece geçmişe ait bir miras değil, gelecek için üretken bir model olarak görmesini çok iyi özetliyor. Çok katmanlılık bağlamında, Roma’dan Bizans’a, Selçuklu’dan Osmanlı’ya uzanan izlerin üst üste biriktiği bu coğrafyada Cansever, bu katmanların koparılmadan korunmasını savunuyordu.


Mimar Cansever, günümüz trafik, betonlaşma, toplumsal kopuş sorunlarına karşı → mahalle örgütlenmesi ve yaya ölçeği ile sosyal yabancılaşmaya karşıkomşuluk ilişkilerini canlı tutan aynı zamanda bireysel ve aile içi dinamiklerin korunduğu mekansal düzenin üzerinde yoğunlaşıyordu.



Uluslararası Boyut ve Ağa Han Ödülleri


Cansever’in mimarlığı, İslam dünyasında da geniş yankı bulmuştur. Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü üç kez kazanan tek mimar olması, onun çağdaş mimarlığa katkısını göstermektedir. 1980’de Ahmet Ertegün Evi, 1986’da Demir Tatil Köyü, 1992’de ise Türk Tarih Kurumu binası bu ödüle layık görülmüştür.⁶




Sonuç

Turgut Cansever, geleneksel Türk evi ve Osmanlı şehir dokusunu çağdaş bağlamda yeniden yorumlayarak yalnızca bir mimarlık üretimi değil, aynı zamanda bir medeniyet iddiası ortaya koymuştur. Onun mirası, günümüzde tarihi kent dokularının korunması, ev ölçeğinde mahremiyetin gözetilmesi ve şehirlerin kimliklerini kaybetmeden modernleşmesi açısından yol göstericidir.






Kaynakça


  1. Cansever, T. (1992). Kubbeyi Yere Koymamak. İstanbul: İz Yayıncılık.

  2. Eldem, S. H. (1954). Türk Evi Plan Tipleri. İstanbul: Pulhan Matbaası.

  3. Bektaş, C. (1996). Türk Evi. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

  4. Kuban, D. (2010). Osmanlı Mimarisi. İstanbul: YEM Yayınları.

  5. Cansever, T. (2005). Şehir ve Mimarlık Üzerine Düşünceler. İstanbul: Timaş.

  6. Holod, R. (1983). Architecture and Community: Building in the Islamic World Today. London: Aperture.






Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
  • Twitter
  • Instagram
  • Facebook
  • Pinterest
bottom of page